8 Ekim 2011 Cumartesi

Arnavul günlükleri 6

Çekiç sesleri ile uyanıyorum ve yine köyü gölgede bırakışına uyanıyorum sisin. Saat, ev sahipleri için geç, benim için erken aslında.

Dün ki yoğun çalışmanın ardından, dinlenmek gerekli. Ancak mümkün değil elbette, hal yoluna koyulması gereken işler var hala. Kentten bakınca hayat buralarda çok kolay! Yine de karadenizin tepelik arazilerinde yaşanan koşullar, çok daha zor olmalı. Arnavul doğu kültürü ile içiçe geçmiş bir karadeniz köyü.Kadın içinde erkek içinde koşullar eşit.

İnsanlar hayatı bir şekilde kolaylaştırmak zorundalar kendilerine.Bir çoğunun evinin önünde eski model de olsa araba var. Olmayanlar ise olanlardan yardım alıyor. Tüm yorgunluklarına rağmen akrabanın/komşunun yolcusu için ilçeye yolculamaya gidiyorlar. Ya da gelen misafirlerine hoşgeldine...

Haberleşme hem telefonla, hem de anonsla yapılan bir yerde iyi haber de alıyorsunuz kötüsünü de elbette... Akşam yapılan anonsda köylülerden biri kaybolmuş mesela. Bulunsaydı yine anons yaparlardı kuşkusuz!
Üzüldük elbette dedenin çok eski arkadaşı ne de olsa Kalp krizi midir hayatı sonsuzluğa bağışlayan Ali Kaptan...Yoksa bilinçli bir terk ediş midir?

Ev sahibi tırpanı komşuya dövdürdüğüne göre öyle anlıyorum; tarlanın yarım kalan kısmı, biçilen diğer tarlada biçerin bıraktığı saplar temizlenecek muhtemel bugün. Köylü için dur durak yok. Her an dolu, her an yoğun. Sadece akşamları ya da öğle araları yemek molasından sonra tavla ya da fanti oynayarak dinleniyorlar. Ev sahibi (dede) tavlada usta!

Dedeyi arıyor gözlerim, hayvanları güdüyor belli ki şu saatlerde ve de kafasında mutklaka bir iş planı ile cevizin dibinde oturuyordur.

06 ağustos 2001

Hiç yorum yok: