gün aydınlanırken uyanmak dinlendiriyor insanı ve saatler ilerledikçe sıcak, gölgelikleri bile kavuruyor. Çalışmak olanaksız diyorum ama hayır doğa bir yolunu bulup seni çağırıyor. Gitmek gerekli, zamanında orada olmazsan doğa affetmiyor çünkü.
Eskiden çok uzundu bu yollar, ya da çocukluğumdu bunu abartan. Üzerinden geçemediğim gölcükler, ağaç dalları, su olukları… Şimdi bakıyorum, olamaz böyle bir şey! Nasıl yani, ne çabuk! Sahi ne zaman büyüdüm ben. Gözümün gördüğü her şeyi yorumlayabiliyorum. Saklı kalması daha mı iyiydi?
Dede arkada, elindeki bastonun sağlamlığına dayamış kendini, ne düşünüyor bilmiyorum ama o da geçmişten geliyor sanki!
Sanki az önce göndermiş sevdiği kadını sonsuzluğa. Öyle dağılmış ki yüreği…
01.08.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder