7 Ekim 2011 Cuma

Arnavul Günlükleri 1

Hayat bir şekilde akıyor,sizin ne kararlar aldığınıza, nasıl yönlendireceğinize aldırmadan. Ben annemle yaşadığım inceliklerimi görmeye çalışıyorum. Üst katın balkonunda giydirmeye çalıştığım çatal bebeğime, parmaklıklara kurduğum bebek salıncağına bakıyorum. Merdivenin başında oturup basamaklardan inmenin acısını duyumsuyorum hala. Uzun bir koridorun sonunda çeşmeye açılan o kapıdan sokağa fırlamanın keyifini ve de defalarca içine düştüğüm havuzu anımsıyorum ve içi dolu bir dolap kapağını açar gibi açıyorum geçmişi.Annem hep arkamdan izliyordu kuşkusuz. Biliyordum ki, dengemi kaybedersem tutacak. Yine de bir boşluk var içine büyüdüğüm.
Erken kaybedişin verdiği boşluk olabilir mi? Yoksa bir kez bile kendisi için birşey yapmadığını bilmenin hüznü...!
Her yıl buraya gelmemin asıl nedeni bu sanırım bu boşluğu doldurmak. Bu boşluğu anlamlandırabilmek.

Dedeye bakıp, yüz çizgilerine sinmiş anıları okuyorum. Yüzyıllık yazıt gibi...Mühürlenmiş bir kapı gibi. Açmak mümkün müdür?

31/08/2011

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Çatal bebek,parmaklıklar arasındaki salıncak ve çeşmeye açılan uzun koridor kapısı. ekliyorum yırtık ayakkabı kopuk entari tarmamış saçlar yüzü kirli bir çocukluğun en mahsum anılarıdır...