30 Eylül 2012 Pazar

TILSIM




                                                                                                                   
ruhumu aldığın an ölümlüyüm;  
bildiğin iyiliklerden söz bulmalısın şimdi
ah izim göz yaşına karışınca  derinliğim
ve dilin cehennemi, bir tılsım gibi üstümüzde olacak/
öğretmelisin  gözyaşı mı alır,  yağmur mu çöl yalnızlığını?
 kir izi, göz izine karışırken…

yaramı kavlatıyorum; elleri diyorum adamın,
serçeden başlayarak çürümeli, gümüş kakmalı bir kama çizmeli
ayalarını;   el izi dil yarasına karışmalı,  hayatın kendisi bu

bir düş’üm yok artık / aşk dersen ipince bir yol; kederli, dağınık.

Hiç yorum yok: