ruhumu aldığın an ölümlüyüm;
bildiğin iyiliklerden söz bulmalısın şimdi
ah izim göz yaşına karışınca derinliğim
ve dilin cehennemi, bir tılsım gibi üstümüzde olacak/
öğretmelisin gözyaşı mı alır, yağmur mu çöl yalnızlığını?
kir izi, göz izine karışırken…
yaramı kavlatıyorum; elleri diyorum adamın,
serçeden başlayarak çürümeli, gümüş kakmalı bir kama çizmeli
ayalarını; el izi dil yarasına karışmalı, hayatın kendisi bu
bir düş’üm yok artık / aşk dersen ipince bir yol; kederli, dağınık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder